Hak Hukuk
27 Eylül 2016 Salı
Toplum Algısında Hukuk?
Hukuk nedir?Hukuk diyince aklınıza ilk olarak ne geliyor?Somut şeyler düşünün.Nasıl ki fil diyince aklınıza direk dört ayaklı hortumlu bir hayvan geldi.Hukuk diyince ne geliyor düşünelim.Filozoflarca hukukun tanımı yapılamamıştır.Nedenini düşünelim mi?Hukuk diyince muhtemelen aklınıza mahkeme salonu,avukat,cübbe,kalın kitaplar vs. geliyor.Peki polis geliyor mu?Herhangi bir kolluk kuvvet,hapishane,siyaset geliyor mu?Gelmiyorsa çok şanslısınız,üç kuşak önce sorulduğunda insanların aklına bunlar geliyordu.Fakat geliyorsa da şanslısınız.Bir şeylerin farkındasınız.Hukuk sizin algınızda daha önemsizleştirilmemiş.Şimdiki kuşakların derdi bu.Bir fil hep fildir ve bu yüzden tanımı yapılır ama hukuk sürekli akan bir şelaledir.Tam olarak belirlemek mümkün değildir.Çünkü bir iktidar bile sizin kafanızdaki hukukun tanımını değiştirebilir.Yanlış mıyım?
Gelenek,Ahlak,Din Ve Hukuk : Hukuk nasıl oluştu?
Bir yazımda Aristo'nun ''insan sosyal bir hayvandır''cümlesinden de yola çıkarak insanın toplum olarak yaşama isteğini anlatmıştım.İnsanlar birbirlerine ihtiyaç duyarlar.İlk insanlardan bugüne hep birbirleriyle ilişki kuran insanların durumu gün geçtikçe daha da karmaşık bir duruma bürünmektedir.A kişisi B kişisi ile iliski içerisineyken B kişisinin ilişkisi olan kişiler diye çok basit şekilde gittiğimizde bile bu karmaşıklığı görebiliriz.Dolayısıyla toplumda düzeni kurmak için kurallar gerekir ki karışıklığı da önleyelim.Ama tabi ki ilk önce devletin koyduğu hukuk kuralları yoktu.Peki ne vardı?İnsanlık tarihinde ortaya çıkan şeylerden birini düşünecek olursak gelenek diyebiliriz.Peki gelenek neden bize yetmedi?
Çok basit bir örnekle düşünelim.Biraz geçmişe gidelim,bir köy düşünelim.Köyde tavuk besleyen birisi olsun ve bir gün komşumuzun tavuğunu çalıp yiyelim.Daha sonra komşumuz bunu fark etsin ve bize gelip nasıl böyle yaptın desin?Biz de rahatça canım çekti yedim diyelim.Muhtemelen aramızda bir tartışma başlar ve kavgaya kadar ilerler.Bunu gören köyün yaşlıları bir yerde toplansın ve olayı konuşsunlar.Sonra bizi çağırıp ''gelenek''e göre yargılasınlar.Köy meydanında bir yaşlı bize ''Senin atalarında bu köyün geçmişinde bizim kültürümüzde böyle bir hırsızlık olayı yok.Sen nasıl yaparsın?''desin.Biz muhtemelen ''Bana ne atamdan geçmişten?''diyebiliriz.En fazla bizi dışlarlar ve köyden gideriz.Bu bizi caydırmaz,hatta köyün geri kalanına örnek teşkil eder.O çaldı yedi bir şey olmadı.Demek ki gelenekler toplumsal düzeni korumada tek başına yeterli olmadı.
Başka bir şey düşünelim,ahlak.Ahlak kurallarını hep duyarız.Aynı örnekten devam edelim;bu sefer köyün ileri gelenleri bizi çağırdılar ve ''senin yaptığın ahlaksızlık''dediler.Cevabımız ''Ahlaksızsam ahlaksızım kime ne?'olur ve bu da bizi caydırmaz.Gördüğümüz gibi ahlak da bizi etkilemedi.,
Sonra aklımıza gelen ne din.Bu sefer bizi çağıran heyet,''bu günahtır,cehennemde yanacaksın.''dedi.Hal böyle olunca muhtemelen diğerlerinden daha çok etkileniriz fakat tamamen caydırır mı?Aramızdan 'Bu Allah ve benim aramda.'' ya da ''Yanıcak olan benim size ne?''diyecek olanlar çıkabilir.Gördüğümüz gibi bizi en çok etkileyebilecek olan gelenek,ahlak ve din bile toplumsal hayatı tek başına düzenleyemiyor.
Peki kapımıza gelen komşu,bizi polise şikayet edeceğini,savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söylese?Az sonra polisin geleceğini ve bizi tutuklayacağını öğrensek?O zaman ''Sanane'' diyebilir miyiz?Hiçbir insan özgürlüğünün kısıtlanmasını istemez.Muhtemelen anlaşma yoluna gider ve bir daha böyle bir şey yapmayız.Ayrıca diğer kişiler de bunu görüp hırsızlık yapmayabilir.Çünkü ortada bir yaptırım söz konusu.O an yaptığımızın şeyin cezasını çekeceğimizi idrak ederiz.Ve üç beş kişinin değil devletin kurallarıyla karşı karşıya kalırız.
Bu basit örnekten şunu görebiliriz,hukuk ortaya çıkmadan önce hayatımızı düzenleyecek şeyler vardı fakat ortaya koydukları bir yaptırım söz konusu değildi.O yüzden daha keskin ve genel kurallar konuldu ve herkes uymaya zorlandı.Yüzde yüz olmasa da toplumsal düzen için hukuk böyle ortaya çıktı!
Çok basit bir örnekle düşünelim.Biraz geçmişe gidelim,bir köy düşünelim.Köyde tavuk besleyen birisi olsun ve bir gün komşumuzun tavuğunu çalıp yiyelim.Daha sonra komşumuz bunu fark etsin ve bize gelip nasıl böyle yaptın desin?Biz de rahatça canım çekti yedim diyelim.Muhtemelen aramızda bir tartışma başlar ve kavgaya kadar ilerler.Bunu gören köyün yaşlıları bir yerde toplansın ve olayı konuşsunlar.Sonra bizi çağırıp ''gelenek''e göre yargılasınlar.Köy meydanında bir yaşlı bize ''Senin atalarında bu köyün geçmişinde bizim kültürümüzde böyle bir hırsızlık olayı yok.Sen nasıl yaparsın?''desin.Biz muhtemelen ''Bana ne atamdan geçmişten?''diyebiliriz.En fazla bizi dışlarlar ve köyden gideriz.Bu bizi caydırmaz,hatta köyün geri kalanına örnek teşkil eder.O çaldı yedi bir şey olmadı.Demek ki gelenekler toplumsal düzeni korumada tek başına yeterli olmadı.
Başka bir şey düşünelim,ahlak.Ahlak kurallarını hep duyarız.Aynı örnekten devam edelim;bu sefer köyün ileri gelenleri bizi çağırdılar ve ''senin yaptığın ahlaksızlık''dediler.Cevabımız ''Ahlaksızsam ahlaksızım kime ne?'olur ve bu da bizi caydırmaz.Gördüğümüz gibi ahlak da bizi etkilemedi.,
Sonra aklımıza gelen ne din.Bu sefer bizi çağıran heyet,''bu günahtır,cehennemde yanacaksın.''dedi.Hal böyle olunca muhtemelen diğerlerinden daha çok etkileniriz fakat tamamen caydırır mı?Aramızdan 'Bu Allah ve benim aramda.'' ya da ''Yanıcak olan benim size ne?''diyecek olanlar çıkabilir.Gördüğümüz gibi bizi en çok etkileyebilecek olan gelenek,ahlak ve din bile toplumsal hayatı tek başına düzenleyemiyor.
Peki kapımıza gelen komşu,bizi polise şikayet edeceğini,savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söylese?Az sonra polisin geleceğini ve bizi tutuklayacağını öğrensek?O zaman ''Sanane'' diyebilir miyiz?Hiçbir insan özgürlüğünün kısıtlanmasını istemez.Muhtemelen anlaşma yoluna gider ve bir daha böyle bir şey yapmayız.Ayrıca diğer kişiler de bunu görüp hırsızlık yapmayabilir.Çünkü ortada bir yaptırım söz konusu.O an yaptığımızın şeyin cezasını çekeceğimizi idrak ederiz.Ve üç beş kişinin değil devletin kurallarıyla karşı karşıya kalırız.
Bu basit örnekten şunu görebiliriz,hukuk ortaya çıkmadan önce hayatımızı düzenleyecek şeyler vardı fakat ortaya koydukları bir yaptırım söz konusu değildi.O yüzden daha keskin ve genel kurallar konuldu ve herkes uymaya zorlandı.Yüzde yüz olmasa da toplumsal düzen için hukuk böyle ortaya çıktı!
24 Eylül 2016 Cumartesi
Hukuk Kitaplarını Nereden Alabilirim?
Eğer Ankaradaysanız gitmeniz gereken yer belli bugün Kızılay'da o kadar kitapçı gezmeme rağmen birisinde kalmamış oldu,birisinde hiç yok.Uğraşmak istemiyorsanız ve aradığınız her kitabı direkt bulmak istiyorsanız işte size önerim : Zafer Çarşısı.İçinde bulunan kitap evlerinde birini bulamazsanız diğerinde mutlaka vardır.Ayrıca nakit ödeme yaparsanız indirimde yapabiliyorlar.
Eğer farklı bir şehirdeyseniz ve illa ki bulamadım diyorsanız yorum bırakın size yardımcı olayım.
Peki ne almalıyım?Ben ne aldım diye sorucak olursanız ''Hukuka Giriş '' ve ''Hukukun Temel Kavramları''adlı iki kitabı aldım.
İçeriklerini ilerleyen yazılarımda birlikte inceleyeceğiz.Esen kalın!
Eğer farklı bir şehirdeyseniz ve illa ki bulamadım diyorsanız yorum bırakın size yardımcı olayım.
Peki ne almalıyım?Ben ne aldım diye sorucak olursanız ''Hukuka Giriş '' ve ''Hukukun Temel Kavramları''adlı iki kitabı aldım.
İçeriklerini ilerleyen yazılarımda birlikte inceleyeceğiz.Esen kalın!
Dünyadaki İlk Kadın Avukat : Arabella Mansfield
Yaptığım araştırmalar ve gidebildiğim en eski tarihe göre 1869 yılında çıktığı duruşma ile ilk kadın avukat ünvanını alan Arabella Mansfield 1846'da dünyaya gelmiştir.
O dönemde sadece 21 yaşın üzerindeki beyaz erkeklere hak tanıyan sisteme karşı mücadelesinde başarılı oldu ve ''kimse cinsiyetinden kaynaklı olarak avukatlık hakkından mahrum edilmemelidir.'' şeklindeki mahkeme kararıyla kadınların hukuka girişine izin verilmesini sağladı. Hayatının her döneminde kadınlara eşit haklar verilmesi için uğraştı.
O dönemde sadece 21 yaşın üzerindeki beyaz erkeklere hak tanıyan sisteme karşı mücadelesinde başarılı oldu ve ''kimse cinsiyetinden kaynaklı olarak avukatlık hakkından mahrum edilmemelidir.'' şeklindeki mahkeme kararıyla kadınların hukuka girişine izin verilmesini sağladı. Hayatının her döneminde kadınlara eşit haklar verilmesi için uğraştı.
Kariyeri boyunca bir eğitimci ve aktivist olarak çalıştı.1890'dan sonra ise dekanlık ve üniversite yöneticiliği yaptı.
1 Ağustos 1911'de hayatını kaybetti.
Kadınlara ilham veren ilk kadın avukatı rahmetle anıyor ve mücadelesinden dolayı teşekkür ediyorum.
Sosyalleşme İç Güdüsü : Toplum Ve Hukuk
Yunan filozofu Aristoteles insanların tek başına yaşayamacaklarını ,toplum olarak yaşamaları gerektiğini savunanların başında gelir.Daha sonra bu fikir oldukça artmıştır.Hepimiz sevelim sevmeyelim etrafımızda insanlar olsun isteriz. Eyfel Kulesinde kimse olmadıktan sonra hiçbirimiz gidip görmek istemeyiz.Sokakları sevmemizi sağlayan orada yürüyen insanlardır.Bir mahallede çocuk sesi yoksa orada hayat yokmuş gibi gelir.
Tabi bu birlikte yaşama eğilimi sadece insanlarda söz konusu değildir.Hayvanlar da birlikte yaşamak ister,dişili erkekli dolaşırlar.Birlikte avlanırlar.Böyle olmasının nedeni içgüdüdür.
İşte insanların da birlikte yaşama eğilimlerinin sebebi içlerindeki sosyalleşme içgüdüsür.Hayvanlarda görülen birlikte yaşama sadece içgüdüsel bir durumken insanın aklı sayesinde yaşanılan birliktelik bir anlam kazanmaya başlar. Hayvan toplulukları geçmişte nasılsa günümüzde de öyledir. Fakat insanlarda bulunan akıl gün geçtikçe gelişmemize ve insan sayısı arttıkça kurallar koymamıza olanak sağlamıştır. Tek başına adada yaşayan bir insan kendi dilediği gibi yaşarken adaya bir kişinin daha ulaşmasıyla orada sosyallik başlar.Ve zamanla sınırlar konmaya, belli kurallar oraya çıkmaya başlar.
İşte bu kuralların oluşmasıyla zaman içinde hukuk kendini göstermeye başlar. Tsk'ya göre ''toplumu düzenleyen ve devlet yaptırımıyla güçlendirilmiş bulunan kuralların, yasaların bütünü'' tanımlanmış olan hukuk filozoflarca kesin tanımlanamamıştır.
Fakat şunun farkındayız ki toplum olmazsa hukuk,hukuk olmazsa toplum olmaz!
Neden Hukuk okuyorum?
Liseye geldiğimde önümde iki seçenek vardı : Tıp ya da Hukuk. Ve birisine karar vermem için sistem beni zorluyordu ya Tm olmalıydım ya Mf. İtiraf etmeliyim ki her çocuk gibi ben de küçükken doktor olmak istiyordum.Fakat sonradan kararım değişti.Peki ne kararımı değiştirdi?
İnsan büyümeye özellikle kitap okumaya,gündemi takip etmeye basladıkça bazı eksiklikleri ya da nelerle uğraşmak istediğini bulabiliyor.Ülkemizin her döneminde olduğu gibi benim haberleri takip etmeye basladığım dönemlerde kadına şiddet olayları çok fazlaydı.Sadece 2015'te bile 303 kadın öldürüldü.Her gün bir kadın şiddete maruz kalıyor.Ben de bir gün kendimle konuştum.''Doktor olursam bir kadın dayak yemiş bir şekilde bana geldiğinde iyileştireceğim sonra geri göndereceğim.Avukat olursam o kadının bir daha dayak yememesini kendim önleyeceğim.''
Aynı şekilde doktor olmak istediğim dönemlerde savaş durumundaki ülkelere gönüllü doktor olarak gitmenin hayalini kuruyordum.Fakat sonra karakterime başka bir şeyin daha uygun olduğunu düşündüm.Direk savaşı bitirmeye neden çalışmayayım?Savaşta canını,malını kaybetmiş insanların sesi neden olmayayım?Onların hakkını neden savunmayayım? İşte böyle düşünceler hukuka yönelmemi sağladı.Ama tabi ki doktorluk kutsal bir meslektir ve hepsine saygılarımı sunarım.
Kısacası benim karakterime hukuk daha uygun geldi.Ben mücadele etmek istiyorum,her haksızlığın karşısında durmak,şiddete,rüşvete,torpile,çıkara HAYIR demek istiyorum.Ben susturulmuş insanların sesi olup haksızlık yapanlara bir tokat atmak istiyorum.
Eğer sizde doğru bildiğiniz şeyleri savunmak,araştırmalar yapmak,hakkınızı bilmek yaşadığımız toplumun kurallarını işiniz yapmak isterseniz HUKUK tam size göre.
İnsan büyümeye özellikle kitap okumaya,gündemi takip etmeye basladıkça bazı eksiklikleri ya da nelerle uğraşmak istediğini bulabiliyor.Ülkemizin her döneminde olduğu gibi benim haberleri takip etmeye basladığım dönemlerde kadına şiddet olayları çok fazlaydı.Sadece 2015'te bile 303 kadın öldürüldü.Her gün bir kadın şiddete maruz kalıyor.Ben de bir gün kendimle konuştum.''Doktor olursam bir kadın dayak yemiş bir şekilde bana geldiğinde iyileştireceğim sonra geri göndereceğim.Avukat olursam o kadının bir daha dayak yememesini kendim önleyeceğim.''
Aynı şekilde doktor olmak istediğim dönemlerde savaş durumundaki ülkelere gönüllü doktor olarak gitmenin hayalini kuruyordum.Fakat sonra karakterime başka bir şeyin daha uygun olduğunu düşündüm.Direk savaşı bitirmeye neden çalışmayayım?Savaşta canını,malını kaybetmiş insanların sesi neden olmayayım?Onların hakkını neden savunmayayım? İşte böyle düşünceler hukuka yönelmemi sağladı.Ama tabi ki doktorluk kutsal bir meslektir ve hepsine saygılarımı sunarım.
Kısacası benim karakterime hukuk daha uygun geldi.Ben mücadele etmek istiyorum,her haksızlığın karşısında durmak,şiddete,rüşvete,torpile,çıkara HAYIR demek istiyorum.Ben susturulmuş insanların sesi olup haksızlık yapanlara bir tokat atmak istiyorum.
Eğer sizde doğru bildiğiniz şeyleri savunmak,araştırmalar yapmak,hakkınızı bilmek yaşadığımız toplumun kurallarını işiniz yapmak isterseniz HUKUK tam size göre.
Hukuk'a Başlamak
Merhaba uzun zamandır ilgimi çeken hukuk'la profesyonel olarak ilgilenmek için ilk adımımı atmış bulunuyorum.Hukuk Fakültesi 1.sınıf olarak başlamış bulunduğum serüvenimde kat ettiğim her aşamayı,kendim öğrenince şaşırdığım ve mutlaka size de bahsetmek isteyeceğim her şeyi anında sizlerle paylaşacağım.Eğer Türkiye'de yaşıyorsak hakkımızı savunmamız lazım,adımımızı attığımız yerde haksızlığa uğrayabiliyoruz.Ayrıca herkesin dediği gibi bu ülkenin güvenilir hukukçulara ihtiyacı var.Biz neden onlardan olmayalım?
Eğitim sistemimiz çok zor ve yıpratıcı olduğu için hepimiz çok yoruluyoruz.Tam düşünüp sorgulamamız gereken yaşlarda önümüze test kitapları,denemeler sunuluyor.Kitap okumamıza,bir şeyler araştırmamıza izin verilmiyor.Sadece bize sunulan hazır bilgileri ezberlememiz bekleniyor.Ama nihayetinde bu süreç bitiyor ve istediğimiz üniversiteye gidiyoruz.Eğer sizde üniversite adayıysanız ve hukuk fakültesini nasıl kazandığımı bilmek istersiniz yorumdan size yardımcı olmaya calısırım.Şimdiden hepinize kolay gelsin.
Bugünlerde ülkemiz çok zor günlerden geçiyor,insanların hakkını savunması için güvendiği avukatlar,savcılar başkasının çıkarı için çalışıyor.Hal böyle olunca insanlar kimseye güvenmemeyi öğreniyor ve kendi başının çaresine bakmak istiyor.
Eğer hukuka ilginiz varsa fakat üniversite okumak istemiyorsanız veya üniversite okuyacak olup hangi dersler var içerikleri nasıl diye merak ediyorsanız DOĞRU YERDESİNİZ.
Bu blogda sadece hukuk dersleri üzerine durmayacağız.Nerede hangi haksızlık var,bir durumda ne yapmamız gerek hepsine bakacağız.
Eğer hukuksal mücadele gerektiren bir durumunuz varsa ve ne yapacağınıza dair bir fikriniz yoksa gerek avukatlarımız gerek öğrenciler olarak sizi bilgilendirmeye hazırız.
Hukuk'a hoşgeldiniz!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)